Gurdjieff’ten Sorulara Cevaplar

Gurdjieff’ten Sorulara Cevaplar

New York, 9 Aralık 1930'da yapılan bir söyleşiden alıntıdır.


Dikkate nasıl sahip olabiliriz?

İnsanlarda dikkat yoktur. Bunu elde etmeyi amaçlamalısınız. Kendini gözlemleme ancak dikkat elde edildikten sonra mümkündür. Küçük şeylerle başlayın.


Ne gibi küçük şeylerle başlayabiliriz? Ne yapmalıyız?

İster şuurlu ister şuursuz olsun, sinirli ve huzursuz hareketleriniz, herkesin sizin hiçbir otoriteye sahip olmayan bir ahmak olduğunuzu anlamasına neden olur. Bu huzursuz hareketlerinizle hiçbir şey olamazsınız. Yapmanız gereken ilk şey bu hareketleri durdurmaktır. Bırakın bu sizin amacınız, sizin Tanrınız olsun. Ailenizin bile size yardım etmesini sağlayın. Belki ancak bundan sonra dikkat kazanabilirsiniz. Bu, yapılabilecek şeylere bir örnektir. 

Başka bir örnek: İyi bir piyanist, sanatını ancak adım adım öğrenir. İlk pratikler olmadan melodiler çalmak istiyorsanız asla gerçek melodiler çalamazsınız.

Çalacağınız melodiler kakofonik* kalır ve insanların acı çekip sizden nefret etmelerine neden olur.

Psikolojik fikirler için de aynısı geçerlidir; bir şeyi elde etmek için uzun pratikler gereklidir. 

Önce küçük şeyleri başarmaya çalışın. Eğer daha başta büyük şeyler amaçlarsanız asla bir şey olamazsınız.

Tezahürleriniz kakofonik melodilere benzer ve insanların sizden nefret etmelerine neden olur. 


Peki, ne yapmalıyım?

İki tür uygulama vardır: otomatik olarak yapmak ve amaca göre yapmak. Şu anda yapabildiğiniz küçük bir şeyi alın ve bunu amacınız, tanrınız haline getirin.

Hiçbir şeyin araya girmesine izin vermeyin. Sadece bunu amaçlayın. Sonra, bunu yapmakta başarılı olduysanız, ben size daha büyük bir ödev verebilirim. 

Şu anda sizin için fazla büyük olan şeyler yapmak yönünde bir arzu duyuyorsunuz. Bu anormal bir arzudur.

Bunları asla yapamazsınız ve bu arzu sizi yapabileceğiniz küçük şeyleri yapmaktan da alıkoyar.

Bu arzuyu yok edin, büyük şeyleri unutun. Sizin amacınız küçük bir alışkanlığınızı kırmak olsun.


Sanırım benim en büyük hatam çok konuşmam. Çok konuşmamaya çalışmak iyi bir ödev olur muydu?

Sizin için bu çok iyi bir amaç. Siz konuşmanızla her şeyi bozuyorsunuz. Bu konuşma tarzı işinizi bile engelliyor. Çok konuştuğunuz zaman sözlerinizin hiçbir ağırlığı kalmaz. Bunun üstesinden gelmeye çalışın. Eğer başarırsanız bunun pek çok yararı olacaktır. Gerçekten de bu çok iyi bir ödev.

Fakat bu büyük bir şey, küçük değil. Size söz veriyorum, eğer bunu başarırsanız, ben burada olmasam bile, sizin başarınızdan haberim olacak ve size yardım yollayacağım, böylece bir sonraki adımınızın ne olacağını bileceksiniz. 


Başkalarının ortaya koydukları tezahürlere tahammül etmek iyi bir ödev olur muydu?

Diğer insanların tezahürlerine tahammül etmek büyük bir şeydir. Bir insanın ulaşabileceği son şeydir. Sadece kusursuz bir insan bunu yapabilir. Amacınız veya tanrınız olarak, tek bir kişinin şu anda sinirlenmeden tahammül edemediğiniz tek bir tezahürüne katlanabilmekle başlayın. Eğer “isterseniz”, “yapabilirsiniz”. “İstek” olmadan asla “yapamazsınız”. İstek, dünyadaki en güçlü şeydir. Şuurlu istek olunca her şey mümkündür. 


Ben amacımı sık sık hatırlıyorum fakat yapmam gerektiğini hissettiğim şeyi yapacak enerjim yok. 

İnsanın gönüllü amaçlarını gerçekleştirecek enerjisi yoktur çünkü gece boyunca pasif hali içinde kazanmış olduğu bütün güç, negatif tezahürlere harcanmaktadır. Bunlar onun otomatik tezahürleridir, yani isteyerek gerçekleştirdiği pozitif tezahürlerinin karıştı. 

İçinizde amacını otomatik olarak zaten hatırlayabilen ama onu gerçekleştirecek gücü olmayanlar için şunu söyleyebilirim: En azından bir saatlik bir süre boyunca yalnız başınıza oturun. Bütün kaslarınızı gevşetin. Bırakın çağrışımlarınız devam etsin, fakat onlar tarafından ele geçirilmeyin. Onlara şöyle söyleyin: “Eğer şu anda istediğimi yapmama izin verirseniz ben de daha sonra sizin isteklerinizi yerine getireceğim.” Çağrışımlarınıza, onlar sanki bir başkasının çağrışımlarıymış gibi bakın, böylece kendinizi onlarla özdeşleşmekten korursunuz. 

Bir saatin sonunda bir parça kağıt alın ve üzerine amacınızı yazın. Bu kağıt, tanrınız olsun. Bunun dışındaki her şey bir hiçtir. Onu sürekli olarak cebinizden çıkarıp okuyun, her gün. Bu şekilde sizin bir parçanız haline gelecektir, önce teorik olarak, sonra da gerçekten... Enerji kazanmak için bu hareketsiz oturma ve kaslarınızı gevşetme egzersizini uygulayın. O bir saatin sonunda içinizdeki her şey sessizleştiğinde, ancak o zaman amacınız hakkında karar verin. Çağrışımların sizi ele geçirmelerine izin vermeyin. Gönüllü bir amaç üstlenmek ve ona ulaşmak, manyetizme ve “yapabilme” yetisine yol açar. 


Manyetizm nedir?

İnsanda iki cevher vardır, fiziksel bedenin aktif elementlerinden oluşan cevher, bir de astral maddenin aktif elementlerinden oluşan cevher. Bu ikisi karışarak üçüncü bir cevher oluştururlar. Bu karışık cevher, insanın belirli kısımlarında toplanır ve ayrıca kişinin çevresinde bir atmosfer meydana getirir, tıpkı bir gezegeni çevreleyen atmosfer gibi.

Gezegensel atmosferler diğer gezegenler yüzünden devamlı olarak madde kazanıp kaybederler. Tıpkı gezegenlerin diğer gezegenler tarafından çevrili oluşu gibi, insan da diğer insanlarla çevrili durumdadır.

Belirli sınırlar içinde, iki atmosfer karşılaştıkları zaman ve eğer atmosferler “sempatik” ise aralarında bir bağlantı kurulur ve yasaya uygun sonuçlar ortaya çıkar. Bir şeyler akar. Atmosfer miktarı aynı kalır fakat nitelik değişir. İnsan kendi atmosferini denetleyebilir. Bu, elektrik gibidir, pozitif ve negatif bölümleri vardır. Bölümlerin biri fazlalaştırılabilir ve bir akım gibi akıtılabilir. Her şeyin pozitif ve negatif elektriği vardır. İnsandaki istekler ve istenmeyen şeyler pozitif de olabilir negatif de. Astral madde her zaman fiziksel maddeye direnir. 

Antik zamanlarda rahipler hastalıkları kutsamayla iyileştirebiliyorlardı. Bazı rahiplerin ellerini hasta kişi üzerine koyması gerekiyordu. Bazıları kısa bir mesafede, bazıları da uzun mesafede şifa verebiliyorlardı. Bir “rahip”, söz konusu karışık cevhere sahip olan ve diğer insanlara şifa verebilen kişiydi. Bir rahip bir manyetizördü. Hasta insanlarda yeterli karışık cevher, yeterli manyetizm ve yeterli “yaşam” yoktur. Bu “karışık cevher”, yoğunlaştığı zaman görülebilir. Aura veya hale, gerçek bir şeydir ve bazen kutsal yerlerde veya kiliselerde görülebilir.

Mesmer* bu cevherin kullanımını yeniden keşfetti.

Bu cevheri kullanabilmek için önce ona sahip olmalısınız. Bu da dikkatle aynı şeydir. Ancak şuurlu çalışma ve maksatlı ıstırap yoluyla, gönüllü olarak küçük şeyler yaparak kazanılabilir. Bırakın küçük bir amaç sizin tanrınız olsun, böylece manyetizm kazanmaya doğru ilerliyor olacaksınız. Elektrik gibi manyetizm de yoğunlaştırılabilir ve akıtılabilir. Bu soruya gerçek bir grupta gerçek bir yanıt verilebilirdi. 



* Kakofoni: Kimi sözlerde, söz öbeklerinde, boğumlama noktası yakın seslerin art arda gelmesi sonucu söyleyişin güçlüğe uğraması, kulağı rahatsız etmesi. (Ç.N.)

*Franz Anton Mesmer (1734-1815): Alman hekim. "Hayvansal Manyetizm" te orisiyle ve manyetizm olgusunu Batı'nın gündemine getirmesiyle tanınmıştır. (Ç.N.)


Kaynak: G. I. Gurdjieff’in Gerçek Dünyadan Manzaralar adlı kitabından alınmıştır, Ruh ve Madde Yayınları, İstanbul, Ekim 2003.